23 yıldır, AKP’yi izliyorum. Attığı adımları, aldığı kararları takip ettim. Yıllar içinde şunu öğrendim: AKP hiçbir sorunu çözmez. Çözemez değil, çözmez. Çünkü, niyeti hiçbir zaman sorunları çözmek olmadı.

AKP ortaya çıktığı andan itibaren her krizi, her meseleyi ele alırken, ben ne kazanırım, çıkarım ne olur diye hesaplar yaptı. Krizleri, çatışmaları, ayrılıkları, ortaklıkları bir fırsat olarak ele aldı. Onu da kendi iktidarını pekiştirmek için kullandı. Bu yüzden, ele aldığı sorunlar içinden çıkılmaz bir hal alırken, o kendi payına düşeni alıp sahadan ayrıldı. Masadan kalkığında da arkasında yangın yerine dönmüş bir atmosfer bıraktı.

KRİZLERE FIRSAT OLARAK BAKTI

Avrupa Birliği üyeliği, insan hakları söylemleri, yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele sözleri bir malzemeydi. 12 Eylül hukukuna karşı sürdürdüğü kampanyalar bir malzemeydi. Kullanabildiği kadar kullandı. Ne zaman ki ortada bir menfaat kalmadı, masayı devirmekte tereddüt etmedi, her şeyi elinin tersiyle itip, yoluna devam etti.

ABD ile yaşanan S-400 füze krizinde böyle yaptı. Rus füzelerini depoya kaldırırken, aynı şeyi yaptı. Suriye iç savaşında aynı niyetle sahaya çıktı. Evini barkını terk eden milyonlarca mülteci yollara döküldüğünde de niyeti değişmedi.

O yüzden rahatlıkla söylenebilir ki; AKP kriz çözmez. O, tüm krizleri çıkarları için kullanır. Çünkü onun için mevzu bahis olan tek şey yalnızca kendi istikbalidir.

23 yılda bunu öğrendim... Şimdi ekonomik, siyasal, sosyal alanda attığı adımlara bu pencereden bakıyorum.

Kendi yarattıkları ekonomik krizi kontrol altına almak için Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yerli ve milli IMF programını devreye aldığında da AKP’nin bakış açısı aynıydı. Mesele ekonomiyi düze çıkarmak değildi. Öyle olsaydı başarabilirlerdi. Herhalde, dünyada fiyat istikrarını sağlamak için kemer sıkma programı devreye alıp enflasyonu düşüremeyen ülke yoktur. 6 yıl önce dönemin Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın görevden alınmasından bu yana iktidar, düşük faiz, yüksek faiz kısır döngüsünü bilerek isteyerek körükledi. Nas politikalarını devreye almak için, Merkez Bankası başkanları görevden alındı, milyarlarca dolarlık rezervler tüketildi. Sonra her şeyi bir kenara itip yeniden faiz artırdılar. Sonra yeniden faiz indirdiler, yeniden faiz artırdılar… Her seferinde Merkez Bankası başkanları kabahatli ilan edilip görevden alındı.

MAKSAT EKONOMİ DEĞİLDİ

Gerçekte enflasyonla ve kronik krizlerle mücadele için çok fazla zamanları vardı. Başarılı olmamak için de bir neden yoktu. Ama amaç, enflasyonu düşürmek ve fiyat istikrarını sağlamak değildi. Amaç ekonomi de değildi. Asıl maksat, AKP’nin, iktidarını pekiştirmesi için ihtiyaç duyduğu adımların atılmasıydı. Seçim öncesi düşük faize ihtiyacı vardı devreye aldı, seçimler bitti hiç tereddüt etmeden yüksek faiz bölgesine geçti.

Düşük faiz ortamında da yüksek faiz bölgesine girdiğimizde de hep AKP kazandı, ekonomi kaybetti.

Şimdi Kürt meselesinde kartlar yeniden dağıtılıyor. Çok açık ki, maksatları yine sorun çözmek değil, sorunları malzeme olarak kullanmak.

AKP bildiğiniz AKP, 23 yılda özünden pek bir şey kaybetmedi. Aksine takiyyede daha da ustalaştı.

Bu kez ellerinde bir barış malzemesi var. Bakalım nasıl kullanacaklar...