Doğum sancısı gibi... O mutlak an geliyor. Değişim artık kaçınılmaz oldu. Eskisi bitti, ancak yenisi de henüz başlamadı. Dünün hesapları artık bugüne uymuyor. Adım adım ilerliyoruz...Çaresiz bekleyip göreceğiz.

23 yıldır iktidarda olan AKP’nin, CHP ile girdiği savaş, her geçen gün daha da derinleşiyor. Birinci, ikinci... beşinci dalga derken, yaklaşık üç aydır hem siyaset sahnesi sarsılıyor hem de ekonomi hattında derin çatlaklar oluşuyor.

Yerel seçimlerde 14 büyükşehir, 21 il, 337 ilçe ve 48 belediyede ipi göğüslemeyi başaran CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve 11 belediye başkanı tutuklandı.

Bu tabloyu yolsuzluk soruşturması olarak açıklamak mümkün değil. Çok belli ki; siyaset sahnesi yeniden dizayn ediliyor. Ve o sahnede CHP, kendisine verilen rolü kabul etmiyor.

Operasyonun çapı büyüdükçe, süreç uzadıkça tepkiler de toplumun tüm kesimlerine yayılıyor. Öyle ki; AKP kurucularından Hüseyin Çelik bile duruma isyan edip “Anayasa, vatandaşları devlete karşı korumalıdır” diyor.

Toplumsal kutuplaşmayı azaltmak için akil insanlara ihtiyaç olduğunu dile getiren Çelik, “Bu Türk tipi başkanlık sistemi Türkiye’ye yaramamıştır. Türkiye’nin mutlaka arızaları giderilmiş parlamenter sisteme dönmesi gerekiyor” diyor.

Ayrıca, Meclis’in kurulduğu günden bu yana, hiçbir zaman bu kadar etkisiz ve yetkisiz kalmadığına da dikkat çekiyor.

Ancak, görünen o ki; iktidar kendi hesaplarını çoktan yaptı. Üç aydır devam eden bu itibar suikastlarının sonunda ortaya çıkan tablo, AKP’nin “Hata yaptım” deyip geri çekilemeyeceğini de gösteriyor. Bir zamanlar Turgut Özal, medya için “Türkiye’ye 2.5 gazete yeter” demişti. Şimdi de iktidar “Türkiye’ye 2.5 parti yeter” diye düşünüyor olmalı…

148 YILLIK GEÇMİŞ

Türk demokrasisi, şimdi yeni bir yol ayrımına geldi.

Başkanlık sistemine geçmemiz ile başlayan sancı derinleşti. Ekonomi ve siyaset sahnesinde krizler eksik olmuyor.

Sistem her yönüyle artık sürdürülemez hale geldi. Kırılgan demokrasimiz yeni bir sınav veriyor. Her 10 yılda bir kesintiye uğramasıyla ünlü bir demokrasi tarihimiz var. 1877’de Meclis-i Mebusan’ın açılmasından bu yana tam 148 yıl geçti. Çok partili hayata geçeli ise 79 yıl oldu. Demokrasinin kanalları darbelerle, muhtıralarla ve darbe girişimleri ile tıkandı. Ancak demokrasimiz, her seferinde kendini yeniden revize ederek yola devam etmeyi de başardı.

Güç zehirlenmesi yaşayan, adeta öfke nöbetleri ile adım atan iktidar, belediye başkanlarını, eski milletvekillerini sıraya dizip görüntüleri servis ederken, korku salmayı mı hesapladı. Yoksa İmamoğlu ve ekibini suçlu gibi mi göstermek istedi...

Hangi hesabı yapmış olursa olsun, baltayı taşa vurdu. O görüntüler ne CHP’li belediyeleri suçlu gösterebildi ne de itibar kaybettirdi. Kesin olan bir şey var ki; bugüne kadar kim böyle görüntülere bel bağladıysa kaybetti. Tecrübeyle sabit, günü geldiğinde o hizaya çekilenleri, zapturapt altına alınanları halk bağrına basacak.