Ortalıkta ne fırıldaklar dönüyor, ne fırıldaklar... Sonsuz dönme kapasitesine sahip gibiler. İzlerken bile miden bulanıyor, başın dönüyor. Ben fırıldakların dönmesinden keyif almam. Ama o düşme anları yaklaştığında bir yalpalamaları var ki; işte ona bayılıyorum.
Türkiye’nin yeni gündemi bu... Herkes fırıldakları izliyor... Bazen öfkeyle, bazen yumruklarını sıkarak, bazen alaycı bakışlarla izliyoruz...
Mutfak yangın yeri, milyonlarca vatandaş kelimenin tam anlamıyla kuru ekmeğe muhtaç hale gelmiş, hiç önemli değil. Ekonomik kriz kronikleşmiş, yüksek enflasyon memlekete sakız gibi yapışıp kalmış, hiç dert değil.
Nasılsa geçer, geçmese bile iktidarın bu günlerde çok daha büyük dertleri var. O, seçim derdine düşmüş. Sandıktan zaferle çıkmak için zemin çalışmaları yapıyor. Malum, AKP için seçimi kazanmanın tek yolu kaldı. O da CHP’yi sakatlayıp hareket kabiliyetini sınırlamak. O yüzden yargısıyla, polisiyle, kayyumuyla ne bulurlarsa CHP’ye yükleniyorlar.
Şu CHP’nin maruz kaldığı muameleye bir bakın. Cumhuriyetin kurucu değerleri arasında ilk sırada yer alan 102 yıllık partinin milletvekilleri polisler tarafından itilip kakılıyor. Oradan oraya sürükleniyor. Biber gazı ile terbiye ediliyor.
Üstelik “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” dedirtecek bir utanmazlıkla, yaşananların sorumlusu olarak Özgür Özel ve arkadaşlarını göstermeye çalışıyorlar. CHP’ye, Özgür Özel’e sükûnet çağrısı yapmaktan da geri durmuyorlar. Çok iyi biliyorlar ki; itiraz etmeyi bıraktıkları anda çok daha şiddetli bir saldırının hedefi olacaklar.
Partiyi ite kaka siyaset sahnesinin dışına sürüklemek istiyorlar.
CHP, adeta varlık yokluk mücadelesi veriyor. Daha doğrusu, böyle bir kuşatma altında kendini savunmaktan başka çare bulamıyor.
İktidarın bu dinmeyen, geçmeyen öfkesinin ardında ne yatıyor, biliyor musun? Kaybetme korkusu...
Son yerel seçimlerde CHP, şu an yönetimdeki ekip sayesinde 1977 seçimlerinden sonra ilk kez birinci parti oldu. İktidarın bütün nimetlerini kullanan AKP ise ağır bir hezimetin tadına baktı.
CHP’nin oyları yüzde 37.8’e ulaştı. Yetmedi, İstanbul, İzmir, Ankara dahil 14 büyükşehirde seçimi kazandı. Toplamda 314 ilçe, 60 belde CHP’yi tercih etti.
İşte AKP bu tabloyu görünce düğmeye bastı. Biliyorlar ki; artık sandıkta kazanmaları mümkün değil. Şimdi, sandıktan önce kazanmanın yollarını arıyorlar.
METAL YORGUNLUĞU VAR
Şu çok tartışmalı mühürsüz oyların geçerli sayıldığı seçimlerden sonra ilk kez konuşan Tayyip Erdoğan, 30 Mayıs 2017’de “Milletimizle irtibatımızın zayıfladığı gün, bizim Allah göstermesin bittiğimiz gün olacaktır” dedikten sonra parti teşkilatının yenileneceğini belirterek “Çünkü ortada bir metal yorgunluğu var” demişti.
İşte o metal yorgunluğu partiyi içten içe kemirdi, bitirdi...
Fırıldakları izleyin... Etrafına sıkı sıkıya sarılan ip çözülüp fırlatıldıklarında önce sonsuz bir güce, kudrete sahip gibi dönerler... Sonra hafif hafif şakulleri kayar, topal ördek gibi yalpalamaya başlarlar...
Kaçınılmaz son hep aynıdır... Büyü bozulur devrilirler, ortada yerde yontulmuş bir odun parçası kalakalır...