Yılın ilk yarısını bitirdik. Bu süreçte elinde küçük bir birikimi olanlar pinpon topuna döndü, oradan oraya savruluyor. Öyle günlerden geçiyoruz ki; bırakın kazanmayı herkes elindeki birikimi kaptırmamak için çırpınıp duruyor.

Bir zamanların efsane yatırım aracı dolardan artık herkes uzak durmaya çabalıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine bakacak olursak, dolar neredeyse iki yıldır reel getiri sunmuyor. Bu tablo ekonomik istikrar abidesi gibi görünebilir. Keşke öyle olsaydı, ama gerçek hiç de öyle değil. Maalesef, dövizde kontrol kamunun eline geçtiği için dolar ölü balık taklidi yapmaya devam ediyor.

Zaten iki yıldır ihracatçılar, turizmciler bıkmadan usanmadan döviz kurlarını işaret ediyor. Dövizin baskı altına alınmasıyla kârların önemli ölçüde azaldığını bu kur politikasının sürdürülemez hale geldiğini anlatmaya çabalıyorlar. Ekonomi yönetimi ise sıcak para girişini canlı tutabilmek için bir yandan yüksek faize devam ediyor. Diğer yandan da doların stabil bir seyir izlemesi için elinden geleni yapıyor.

Parasını korumak için yatırımı dövize yapanlar ise tam bir hüsran yaşıyor. Yatırım araçlarının enflasyondan arındırılmış 6 aylık performanslarına baktığımızda dolara güvenenlerin altı aylık zararı yüzde 3.3’ü buluyor. Dolar karşısında şaşırtıcı bir performans sergileyen Euro’nun getirisi yüzde 7.3 düzeyinde kaldı.

MEVDUAT KAZANDIRMIYOR

Aylardır mevduat faizlerinin getirisi üzerine yapılan o heyecanlı konuşmalara rağmen, parasını faize yatıranın kazancı sadece yüzde 3.7 düzeyinde kaldı. Üstelik mevduat faizine güvenenler bu oranın üzerinden bir de stopaj ödemek zorunda kalıyor. Böylece faizin getirisi de neredeyse sıfırlanıyor. Hisse senetlerine güvenenler ise borsada çakıldı kaldı. Bir yandan siyaset sahnesinde yaşanan gelişmeler, diğer yanda uluslararası piyasalardaki belirsizlik borsayı bitap düşürdü. Borsa İstanbul, 6 ayda yüzde 18.2 kaybettirdi. Devlet tahvillerinde kayıp ise yüzde 3.4’ü buluyor.

Bu manzarayı gören yatırımcı parasını korumak için ne yapabilirdi? Tüm istikrarsızlık ve panik dönemlerinde olduğu yatırımın adresi altın oldu. Külçe altının getirisi yüzde 22.3’ü buldu.

PİYASALAR DİKEN ÜSTÜNDE

Küresel piyasalar aylardır diken üstünde bekliyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın yarın sabah ne yapacağını bilmiyorsan, kaybediyorsun.

Pamuk ipliğine bağlı bizim piyasalarımız da farklı değil. Borsaya yatırım yapıp ertesi sabah yeni bir operasyon dalgası ile karşılaşabilirsin. “Borsa daha ne kadar düşebilir” sorusunun peşine takılıp gidersen, tüm zararı sineye çekmek zorunda kalabilirsin…

Böyle bir belirsizlik karşısında birikimleri eriyen vatandaş, çaresiz bir faize, bir borsaya koşuyor. Ama günün sonunda elinde avucunda pek bir şey kalmadığını da şaşkınlıkla izliyor.

Maalesef, şimdiden söylemek gerekirse yılın ikinci yarısı da ilk yarısından pek farklı olmayacak. Bunu öngörmek için kahin olmaya gerek yok. Dün riskli bulduğumuz, kaçındığımız ne varsa çözümsüz problemlere dönüşüp çoktan yılın ikinci yarısına dert olarak aktarıldı.